Namazda tadili- erkan.
Ta’dîl-i Erkân, İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Şâfiî hazretlerine göre farz, İmâm-ı A’zam ile İmâm-ı Muhammed Hazretlerine göre ise vâciptir.
Ta’dîl-i Erkândan maksad; namazın, kıyam, rukû’ ve secde gibi her rüknünü sükûnetle yerine getirmek ve bu rukünleri yaparken her uzvun yatışıp hareket hâlinden berî olmasıdır. Meselâ: Rükû’den sonraki kıyâmda vücut dimdik bir hâle gelmeli ve sükûnet bulmalı, en az bir kere “Sübhânellâh” diyecek kadar ayakta durup, ondan sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da böylece bir tesbih miktarı durmalıdır.
Tadîl-i erkâna riâyet edenler, Namazda mânevî haz duyarlar, acele etmekten sakınırlar. Acele etmeyi, hürmete ve edebe aykırı görürler.
Bu târif ve îzâhattan anlaşılan odur ki, ta’dîl-i erkân, rukû’da, secdelerde, kavme ve celsede her âzâ hareketsiz olduktan sonra “sübhânellâh” diyecek kadar durmaktır.
Ebû Hüreyre Hazretleri’nden rivâyet edildiğine göre; Rasûlullah Efendimiz bir gün mescide girdi. Bir kişi daha gelerek, ta’dîl-i erkâna riâyet etmeden namazını kılıp Peygamberimizle selamlaştı. Peygamberimiz ona: “Dön ve namazını yeniden kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdular. O şahıs dönüp aynı minval üzere namazını kılarak Rasûlullah Efendimize selam verdi.
Peygamberimiz selâmını aldıktan sonra “Dön, namazını kıl, zira sen namaz kılmadın” buyurdular. Bu durum üç defa tekrar edince o kimse: “Seni Hak peygamber olarak gönderen Hz.Allah’a yemin ederim ki, bundan daha iyisini yapamıyorum, bana öğretiniz, yâ Rasûlallah” dedi.
Rasûlullah Efendimiz de “Namaza başlayacağın zaman tekbir al, sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ezberinde olan kolay yerlerden oku, sonra mutmain olacak şekilde rukû’ yap, sonra kıyam hâlinde azaların mutmain oluncaya kadar kâim ol, sonra secde halinde mutmain oluncaya kadar secde yap, sonra secdeden başını kaldır ve iki secde arasında mutmain oluncaya kadar otur, ve bütün namazlarını böyle kıl” buyurdular.
“Bir mümin secde ve rukûunu tam yaparak güzel bir şekilde namazını kılarsa, onun namazında bir güzellik ve nur olur. Ve o namazla melekler semaya yükselirler de, namaz, namazı kılan kimseye: Beni muhafaza ettiğin gibi Hz. Allah da seni muhâfaza etsin” diye duâ eder.
Eğer mümin namazını güzel kılmazsa; o namaz zulmânî olur. Ve melekler kerih görerek onu semaya yükseltmezler. Bu namaz namazı kılana bedduâ ederek: “Beni zâyi ettiğin gibi Hz. Allah da seni zâyi etsin” der."
İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri: “Rukûunu ve secdelerini tam yapmayarak namazından çalan musallînin, vâsıl-ı ilallah olma (Allah’a kavuşma) gücü kuvveti kesilir, murâdına ulaşamaz. Hz. Allah’ın emrini kısaltarak, namazda sû-i edepte bulunduğundan (mühim ve ciddî bir hataya düştüğünden) hicranda ve boşlukta kalır.”
İbrâhîm Nehâî Hazretleri: ‘Rukû’ ve secdelerinde hafiflik yapan, (Hakkını vermeyen) bir kişiyi gördüğün zaman, (maîşet sıkıntısına düşme ihtimâlinden dolayı) âile efradına merhamet ediniz” buyurmuşlardır.
Nitekim İmâm-ı Rabbânî Hazretleri de:
“İnsanları, ta’dîl-i erkâna ve âzâların itmi’nânına riâyet ederek namazlarını kılmaya delâlet etmek lâzımdır. İnsanların çoğu bu devletten mahrumdurlar. Ve bu amel, (tâdîli erkân ile namaz kılmak) bilkülliye (tamamen) terk edilmiştir. Binâenaleyh bu amel’i (öğreterek)ihyâ etmek İslâm’ın en mühim husûslarındandır” buyurmaktadır.
Görülüyor ki, tâ’dîl-i erkâna riâyet, çok mühim bir husûstur. Maalesef bir çok insan bu mühim husûsa riâyet etmemektedirler. Müminlerin bu noktada îkâz ve tenvir edilmesi latimdir.
Namazda Tadili Erkan ve Tummaniyet
- dilaverkizak
- Mesajlar: 107
- Kayıt: 25 Haz 2009 17:26
Namazda Tadili Erkan ve Tummaniyet
ديلاور قيزاكUbeydi Asi Rufai Dervişi Arif oğlu Dilaver Cosoviç "KIZAK"
فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani.
فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Febieyyi alai rabbikuma tukezzibani.