Sanamerli Hacı Ahmet Babanın halifesi olan kale ardılı Ahmet Baba 1885 Yılında Bayburt ‘un Kaleardı Mahallesinde dünyaya gelmiştir.Küçük Yaşta önce Annesini sonra babasını kaybedip yetim kalmıştır.Çocukluğu ve gençliği yoksulluk içinde geçmiştir. Ahmet Baba askerliğini Erzurum Horasan ilçesine bağlı Sanamer köyü yakınlarında yapmıştır. Ahmet Baba bir askeri tatbikat sırasında birliğine su getirmek üzere Sanamer köyü yakınlarında bulunan su kaynağına gider. O anda orda bulunan yaşlı zatın sularını taşımasında yardımcı olur ve kendi sularını doldurmak üzere tekrar geri döner. Ve su kaplarını doldurarak birliğine katılır. Ancak bu yardımı birliğine katılmasını geciktirdiğinden üstlerinden azar işitir. Bu olayda farkına vardığı bir şey olur. Getirmiş olduğu su fazlasıyla birliğin ihtiyacını karşılamıştır.
İlk fırsatta suyunu taşıdığı şahsı ziyaret etmek amacıyla Sanamer köyüne gider. Suyu kapıya kadar taşıdığı için evi tanımaktadır. Kapıyı çalar içeri gider . kendisine söylenen ilk söz “Deginan Ahmet oğul gel bakalım” olur Bu zat sanamerli Seyit Hacı Ahmet baba’dır. Ahmet Baba kendisini “Ahmet oğul gel” diye çağıran bu bu sesin sahibine büyük bir hayranlıkla teslimi nefs yaparak mürid olur.
Kaleardılı Ahmet Baba askerlik görevi bitinceye kadar her fırsatta Seyyid Hacı Ahmet Baba’yı ziyarete gider. Terhis olup birliğinden ayrıldıktan sonra da bir süre Hacı Ahmet Baba’nın yanında kalır. Seyyid Hacı Ahmet Baba müritlerinin arasında apayrı bir sevgi ile sever Kaleardılı Ahmet Babayı. Kısa bir zaman içinde seyr-i sülükünü tamamlar.
Bütün halifelerini erbaine (40 günlük nefis terbiyesi ) sokar ama Ahmedim Ahmedim dediği genç halifesini erbaine sokmaz . Sebebini soranlara “Amedim her şeyini verdi” der zamanı gelince kendisinie verilen vazifeyi alarak Sanamerden ayrılır.
Seyyid Hacı Ahmed Baba,görevlendirdiği halifelerine tembihlerde bulunurmus. Kaleardılı Ahmed Baba’ya demis ki: “Ahmed Baba! Ders vereceğin zaman Levh-i Mahfuz’a bak, ders alacak kisi saîd ise ders ver. Sakî ise onu saîd edinceye kadar ders verme”. Kaleardılı Ahmed Baba da: “Ben ne Levh-i Mahfuza ne de saîd veya sakî olmalarına bakamam, kişinin kolundan tuttuğum gibi manen size teslim eder ve aradan çıkarım” demis. Seyyid Hacı Ahmed Baba, bu söz karsısında çok memnun olmus ve manevi himmetini iyice ziyadelestirmistir”.
KALEARDILI AHMET BABA
KALEARDILI AHMET BABA
- Dosya ekleri
-
- Kaleardılı Ahmet Baba kabir.JPG
- (244.45 KiB) 703 kere indirildi
Selam ve Dua ile Hoşçakalın
Re: KALEARDILI AHMET BABA
Kaleardılı Ahmet Babanın yaşadığı başka bir keramet de şöyledir :
K. Ahmet Baba askerliğinde bir yüzbaşının maiyetinde seyismiş Yüzbaşı içki içen bir adammış. Saat 12 ye kadar rakı içer, üzerinede 2 bardak çay içer, yatarmış. K.Ahmet Baba bu yüzbaşıyı Sanamerli H. Ahmet Babaya şikayet eder ve "Hacım bu durumdan ben rahatsızım"der. Sanamerli Hacı Ahmet Babada iki tane şeker verir "Götür bunu komutanın içsin" der. K.Ahmet Baba şekerleri Yüzbaşıya götürür. "Yüzbaşım bu şekerleri Sanamerli Hacı Ahmet Baba size hediye gönderdi" der. Yüzbaşı şekerleri alır, öper, hürmetle başına koyar sonrada çekmecesine bırakır. K. Ahmet Baba "Yüzbaşım, bu şekerlerle çay için" der. Yüzbaşı "Yok içmem, içersem, içkimi elimden alır" der. Bir gün K. Ahmet Baba çayı demlemiş ama şeker yok. Yüzbaşısına "Yüzbaşım, Size Sanamerli Hacı Ahmet Baba iki tane şeker göndermişti, onlarla için çayı" der.
Komutan şekeri masanın üzerine çıkararak "Ahmet içsekmi, içmesekmi ?" der. K. Ahmet baba "Yüzbaşım ne olacak için" der. Mevsim kış mevsimidir. Yüzbaşı çayı içer içmez, "Haydi kızağı getirin, Sanamere gideceğiz" der. Sanamere giderler, yüzbaşı Sanamerli Hacı Ahmet Babaya intisap eder, bir takım öğütler dinler. Oradan döndükten sonra Yüzbaşıdan içki tamamen gider ve iyi bir derviş olur.
Sonrasını K. Ahmet Babadan dinleyelim: "Öyle bir derviş olduki; kışın bulgur, buğday verirdik köylere, yazın köylüler getirir bize verirdi. Köylülerden bir tanesi sabah erkenden gelmişki depo açılınca bulgur, buğday alsın. Kendi kendine demişki : "Gidip bulgur, buğday alıp geleyim sonra yıkanırım. Yüzbaşı o köylünün yüzüne bakıp "Git gusul al öyle gel" der, meğer adam cünüpmüş ve Kırk günde yüzbaşı bu hale vakıf olacak duruma gelmiş.
K. Ahmet Baba askerliğinde bir yüzbaşının maiyetinde seyismiş Yüzbaşı içki içen bir adammış. Saat 12 ye kadar rakı içer, üzerinede 2 bardak çay içer, yatarmış. K.Ahmet Baba bu yüzbaşıyı Sanamerli H. Ahmet Babaya şikayet eder ve "Hacım bu durumdan ben rahatsızım"der. Sanamerli Hacı Ahmet Babada iki tane şeker verir "Götür bunu komutanın içsin" der. K.Ahmet Baba şekerleri Yüzbaşıya götürür. "Yüzbaşım bu şekerleri Sanamerli Hacı Ahmet Baba size hediye gönderdi" der. Yüzbaşı şekerleri alır, öper, hürmetle başına koyar sonrada çekmecesine bırakır. K. Ahmet Baba "Yüzbaşım, bu şekerlerle çay için" der. Yüzbaşı "Yok içmem, içersem, içkimi elimden alır" der. Bir gün K. Ahmet Baba çayı demlemiş ama şeker yok. Yüzbaşısına "Yüzbaşım, Size Sanamerli Hacı Ahmet Baba iki tane şeker göndermişti, onlarla için çayı" der.
Komutan şekeri masanın üzerine çıkararak "Ahmet içsekmi, içmesekmi ?" der. K. Ahmet baba "Yüzbaşım ne olacak için" der. Mevsim kış mevsimidir. Yüzbaşı çayı içer içmez, "Haydi kızağı getirin, Sanamere gideceğiz" der. Sanamere giderler, yüzbaşı Sanamerli Hacı Ahmet Babaya intisap eder, bir takım öğütler dinler. Oradan döndükten sonra Yüzbaşıdan içki tamamen gider ve iyi bir derviş olur.
Sonrasını K. Ahmet Babadan dinleyelim: "Öyle bir derviş olduki; kışın bulgur, buğday verirdik köylere, yazın köylüler getirir bize verirdi. Köylülerden bir tanesi sabah erkenden gelmişki depo açılınca bulgur, buğday alsın. Kendi kendine demişki : "Gidip bulgur, buğday alıp geleyim sonra yıkanırım. Yüzbaşı o köylünün yüzüne bakıp "Git gusul al öyle gel" der, meğer adam cünüpmüş ve Kırk günde yüzbaşı bu hale vakıf olacak duruma gelmiş.
Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler