BOZUK SİMİT PARALARI İLE CENNETİ SATIN ALMAK
Gönderilme zamanı: 18 Oca 2010 23:19
Gunun son dersinin sonuna gelinmisti. Ogrenciler cıkmak icin sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını cantalarına koydular. Zil calar calmaz, dısarı cıkmak icin hazırdılar. Yalniz, Ali hazırlanmamıstı.Gecikmek icin de elinden geleni yapiyordu.Nihayet zil caldi. Ogrenciler bir anda kapıya yoneldi. Ali, yerinden kalkmadı. Agır agır esyasını topladı. Bir yandan goz ucuyla ogretmenine bakıyor, bir yandan da arkadaslarinin gitmesini bekliyordu. Ogretmeni, onun bu hâlini fark etti: - Hayrola Ali, dedi. Eve gitmeyecek misin? Ali, son arkadasinin da ciktigini gorunce cevap verdi: - Sizinle konusmak istiyordum ogretmenim. - Peki, dedi ogretmeni. Ne soyleyeceksin bakalim? - Ahmet arkadasimiz var ya… - Evet, ne olmus Ahmet’e? - Durumları pek iyi degil galiba. Annesi, beslenme cantasına pekiyi seyler koymuyor. - Ee? - Ona yardım etmek istiyorum. Ama benim yardim ettigimi bilirse uzulur. Gunde bir simit parası biriktirip her hafta size versem, siz de ona verseniz? Cebinden bir avuc bozuk para cıkarıp ogretmenin masasının uzerine koydu. Nurhan Ogretmen, paraya dokunmadi. Sandalyesine oturup dusundu.Ali hakkindaki bilgilerini yokladi. Bildigi kadariyla ailesinin durumu pekiyi degildi. Bu caliskan ve sevimli ogrencisi, ne kadar da iyi niyetli ve dusunceliydi. Zengin bir ailenin cocugu degildi. Buna ragmen yardım etmek istiyordu. Ustelik yardım ettiginin bilinmesini istemiyordu. Nurhan Ogretmen: - Dur bakalım Ali, dedi. Bildigim kadarıyla sizin de maddî durumunuz pekiyi degil. Yanlıs mı biliyorum? - Dogru biliyorsunuz ogretmenim. Babam gundelikci. Cogu zaman is bulamıyor. Ama ben de calısıyor, para kazanıyorum. - Nerede calısıyorsun? - Simit satıyorum. Nurhan Ogretmen yine durup dusundu. Iyiligin bu kadarina ne demeliydi simdi. Bunun gerceklesmesi zordu. Onu, bundan vazgecirmek icin bir care bulmaliydi. Bunu yaparken, sevimli ogrencisini de kırmamalıydı. Onunla biraz daha konusursa, belki bir yolunu bulurdu. Nurhan Ogretmen, Ali’ye dondu: - Buyuyunce ne olmak istiyorsun, diye sordu. - Cok zengin bir isadami… - Nicin? - Insanlara daha cok yardim etmek icin… - Guzel, dedi Nurhan Ogretmen. Bak simdi Ali, Ahmet’in ailesinin durumu pekiyi degil; bu dogru. Ama sizinki de bundan pek farkli degil. Istersen acele etme; cok zengin oldugun zaman insanlara yardim edersin.Olmaz mi? - Olmaz, dedi Ali. Simdi yapmaliyim. - Neden olmaz? - Uc sebepten dolayi olmaz. Birincisi: Bu para zaten benim degil. Iyilik ettigim icin Allah, beni insanlara sevimli gosteriyor. Insanlar da bundan etkileniyor, daha cok simit alıyorlar. Bu sayede gun boyu calısanlardan bile fazla simit satiyorum. Hele mahallede Hasan Amca var, her gun iki simit alip guvercinlere veriyor. Ikincisi: “Agac yas iken egilir.” deniliyor. Simdiden iyilik yapmayı ogrenmezsem buyudugumde hic yapamam. Ucuncusu ise daha onemli: Buyudugum zaman cok zengin bir isadami olmak istiyorum. Zamanında yatırım yapmayanlar buyuk isadamı olamazlar. Nurhan Ogretmen, karsısında buyuk biri varmis gibi dinliyordu: - Bu sonuncusunu pek iyi anlayamadim, dedi.? - Acıklayayım ogretmenim, dedi Ali. Simdi, cok zengin olmadıgım icin, ancak gunde bir simit parasi kadar yardım edebiliyorum. Bundan fazlasını veremem. Allah, Cennet’i gucu kadar iyilik edene veriyor. Simdi gucum bu olduguna gore Cennet’in fiyati birkac simit parası kadardır. Eger zengin olmadan olursem birkac simit parasıyla Cennet’e girebilirim. Bundan daha kârlı bir yatırım olur mu? Nurhan Ogretmen’in gozleri dolmustu. Basını “Evet” anlamında sallarken Aliyi evine yolladı. Sınıfa geri donerken okulun bosaldıgını fark etti. Esyalarını toplamak icin masasına dondugunde Ali’nin bıraktıgı paraların masaustunde kaldıgını fark etti. Sandalyesine gayri ihtiyari oturdu ve paraları eline aldı. Hicbir para ona bu kadar kıymetli gelmemisti. Sanki elinde dunyanin en kıymetli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu paralar onlardan bile kıymetliydi. Oyle bu paralar, Bu bozuk SIMIT paraları, Cenneti satın alabilecek paralardı. Sanki hic bırakmak istemeyen bir duygu ile sımsıkı kavradı bu bozuk simit paralarını. Oturdugu yerden kalkamadı Nurhan Ogretmen. Icinin doldugunu, Tarif edilemeyen duygulara boguldugunu hissetti. Birden bosalan saganak yagmurlar gibi aglamaya basladı. Agladı … Agladı. Kendine geldiginde aksam olmustu. Yavas yavas sınıftan cıkıp okuldan ayrılırken bekci Sadık “ Bozuk Simit paraları ile cenneti satın almak, Bozuk Simit paraları ile cenneti satın almak” diye Nurhan ogretmenin sayıkladıgını duydu. Bekcinin hayretler icinde “ Ne dediniz hocam “ demesini bile duymayan Nurhan ogretmen bekcinin saskın bakısları altında aksamın alaca karanlıgına karısıvermisti--------------