1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

HIZIR VE İLYAS MEVLÜT BABAYI ZİYARETİ

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2010 13:02
gönderen ERRUFAİ
Hızır ve İlyâs’ın Mevlüt Baba’yı Ziyareti:



Bir gün akşama doğru iki zat gelerek Mevlüt Baba’yı sorarlar. Ancak Mevlüt Baba’yı sormadan önce İlyâs Hızır’a Mevlüt Baba’yı nerde bulabileceğini sorar. Hızır da Mevlüt Baba’yı göstererek: “Özüdür, özü!” der. Mevlüt Baba da: “Evet benim” diyerek onları evine davet eder. Sohbet edilir. Sofra kurulur. Hızır ve İlyâs ellerindeki kaşıklarıyla yemeklere uzandıkları halde, kaşıkları boş bir şekilde ağızlarına götürürler. Yemek de eksilmez. Mevlüt Baba, buna hayret eder. Ancak misafirleri alınmasın diye bir şey de sormaz. Daha sonra Mevlüt Baba’nın eşi Fadime Hanım içeri girerek adamlara döner ve:

“Siz iyi kimselere benziyorsunuz. Çocukları Talip ve Yakup Baba’yı göstererek: “Benim çocuklarım yaşamıyor. Bunlara birer muska yazar mısınız?” der.

Misafirlerden birisi, eline kâğıt-kalem alarak muska yazmaya başlar. Ancak Mevlüt Baba, bakar ki kelimelerin ilk harfleri yazıldığında diğerleri otomatik olarak yazılmaktadır. Buna fevkalâde hayret eder. Daha sonra, gelen misafirlerin sıradan insanlar değil de Hızır ve İlyâs olabileceğini tahmin ederek evini gezdirir. Onlar da evin ambarındaki un, yağ ve şeker gibi gıda maddelerine ellerini sürerek bereketli olması için dua ederler. O günden sonra, eve birçok gelip giden olduğu halde bu ürünler hiç tükenmez.

Daha sonra evden dışarı çıkarlarken biri diğerine: “Sen şarka ben de garba gidelim” der.

Mevlüt Baba birisini alarak yolcu etmek üzere köyün alt kısmına doğru ilerler. Vedalaştıktan sonra birkaç adım giden misafiri râbıta yaparak “hûû” der ve âniden gözden kaybolur.

Diğerini yolcu etmek için geldiğinde onu da yerinde bulamaz, çevrede bulunan insanlara sorduğu halde hiç kimse, yabancı birini görmediğini söyler. Oysaki kısa sürede yürüyerek ayrılması ve kimsenin görmemesi mümkün değildir. Bu aşamadan sonra gelenlerin Hızır ve İlyâs olduğundan emîn olur.

Re: HIZIR VE İLYAS MEVLÜT BABAYI ZİYARETİ

Gönderilme zamanı: 09 Nis 2010 23:47
gönderen ikiyabancı
o zatlar kadar olmam mümkün değil tabi ama zaman zaman bu kadarı olmasada yaşıyorum böyle şeyler hocama anlatıyorum hemen insan şükür ediyo mutlu oluyo kendini güvende hissediyo tabi benim demek isteğim koskoca hazinenin küçücük bir zerresi ... şu günüme bile binlerce kere şükürler olsun