1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

AILE DERSLERİ (Cocuklarımızı Anlayabiliyor muyuz)

Gönderilme zamanı: 21 Oca 2012 20:12
gönderen Soylu Fikir
ÇOCUKLARIMIZI ANLAYABİLİYOR MUYUZ

Muhterem Errufai.com ailesi.
Çocuk eğitimi yeryüzünün en 'meşakkatli' işi, en mübarek uğraşıdır. Hem
büyük bir sabır hem de büyük bir ciddiyet gerektirir. Sevgi ve saygının
birlikte büyütüldüğü, büyütülmesi gerektiği yüksek bir titizliktir. Bununla
birlikte bir de çocukların duygu ve düşünce dilini çözmek gerekir.

Çocuklarımızın davranış biçimleri konusunda eğitilebilmesi için ilk şart,
çocukların duygu ve düşünce dilini çözebilmektedir.

Anne - babalar bazen kendi çocuklarında beğenmedikleri davranışları
gözlemlerler. Çocuklarımızda var olan ve bizim beğenmediğimiz davranışların
tamamına yakını, yine bizim hatalı uygulamalarımızdan kaynaklanıyor. Çocuk
eğitimi için her şeyden önce, çocukların duygu ve düşünce dilini çözmek,
bilmek ve anlamak gerekiyor.

Çocuklarımızdaki olumlu davranışları artırmanın muhakkak kabul edilen bazı
basamakları olduğu açıktır. Ebeveynler çocuklarında beğendikleri olumlu
davranışları pekiştirmek için, ilk adım olarak beğenilerini çocuklarına
yansıtmalıdırlar. Zira anne - babanın övgüsü, çocuk için övgüye değer
davranışından hareketle etkili bir davranış eğitimi verecektir. İkinci adım
ise, ilk adımın devamıdır; ebeveyn hoşnutluğunu çocuklarına tensel olarak da
yansıtmalıdırlar. Çocuğunuz, hoşuna giden doğru bir davranışta bulunduğunda,
ona gülümseyebilir ya da sarılabilirsiniz. Olumlu davranışları artırmanın
bir diğer yolu da, çocuğunuzun sevdiği bir işi yaparak onu
ödüllendirmenizdir. Sözgelimi parka gitmek istiyorsa, birlikte parka
gidebilirsiniz.

Ödüllendirme en etkili eğitimdir!
Ödüllendirme başlığı ile ilgili akılda tutulması gereken en önemli hakikat
şudur; çocuklar ödüllendirildiklerinde başardıklarını anlayacaktırlar.
Böylece çocuklar, kendi davranışları içerisinde övgüye değer bulunan
hareketleri merkezinde davranışlarını pekiştireceklerdir. Ayrıca bilinmesi
gerekir ki, çocuklarının olumlu davranışlarından hoşnutluklarını ifade etmek
anne babaların da kendilerini iyi hissetmelerini sağlar, devamlı eleştirmek
ve tehdit etmek anne ve babaların da kendilerini kötü hissetmelerini sebep
olur.

Görmemeyi de öğrenin!
Anne babalar, çocuklarında hoşlarına giden davranışları hemen övmelidirler.
Bunun tam tersine, olumsuz ya da istemediğiniz bir davranış
sergilediklerinde, bu hareketlerini görmezden gelmelidirler. Çocuklarınıza
sizin hoşunuza giden şeylerin ne olduğunu söylemeyi deneyin. Olumsuz
davranışları her seferinde tutarlı biçimde görmezden gelin. Bu davranışı
başkasının ödüllendirmesine izin vermeyin.

Olumsuz davranışlarıyla ilgi çektiklerinde çocuklar sıklıkla bu durumdan
hoşnut olurlar.
Onlara dargın olduğunuz zaman bile aslında onlara ilgi göstermiş olursunuz
bu nedenle yalnızca görmezden gelmeye çalışın. Bağırarak, vurarak, küserek
de olsa ilgilenmek istenmeyen davranışları arttırır. Eğer onun televizyon
izlemesini istemiyorsanız bu isteği duymazdan gelin, hiç pes etmeyin. Bunu
televizyon izlemek için her ağladığında yapmalısınız.

Görmezden gelemiyorsanız bunu yapın!
Eğer ki çocuklarımızın olumsuz davranışlarını görmezden gelemiyorsak,
davranışları artık 'olumsuz' nitelendirilmesinin dışında tehlikeli ve yıkıcı
boyutlara ulaşmışsa o zaman 'hayır' demek zorunda kalabilirsiniz. Sürekli
eleştiri bir süre sonra çocuk için anlamsızlaşır. Eğer 'hayır' sözünü çok
sık duyarsa kulaklarını tıkamaya başlayacaktır. Bu nedenle 'hayır' demenizin
çok önemli olduğuna karar verdikten sonra bunu söylemelisiniz. Anne
babaların yerine getiremedikleri boş iddia yahut vaatler, bir süre sonra
çocuk tarafından anne - babanın sözlerine inanmamak şeklinde anlaşılacaktır.

Son olarak şu önemli noktayı da vurgulamadan geçemeyeceğim.

Çocuğunuza Sarılın: Çocuğunuza her gün en az 5 kez sarılın, öpün, saçlarını okşayın. Ten temasını sağlayın. Bu davranış çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlayacak. Sarılma esnasında vücut serotonin salgılar. Serotonin vücudun huzur ve sakinlik kimyasıdır.
Mutlu ve Saglıklı hayatlar yaşamanız dileğimle.

Saygılarımla

KAYNAKCA
Haldun Keskin, Psikolog
İbrahim C.Özdemir,Sosyal Hizmet Uzmanı