AİLE DE GORGÜ KURALLARİ-3
Gönderilme zamanı: 25 Ara 2011 16:44
Aile Dersleri-3
Dikkat:Doğru ve etkili aile-çocuk iletişimi Nasıl Olmalıdır?
Anne Babalar çocuklarını topluma hazırlarken en iyi yöntemi, en iyi anne-baba olma ve en iyi çocuk yetiştirme beklentisi içinde olurlar. Bu beklenti çocukluk yıllarında daha çok idealize edilmiş bir beklentiyken ilerleyen yaşlarda daha gerçekçi bir beklentiye dönüşür. Her anne baba için çocuklarını kendilerine göre daha iyi koşullarda büyütmek, kültürel açıdan daha donanımlı, olumlu ve uygar olmasını sağlamak birincil hedeftir. Bu hedef beraberinde çocuğa karşı sorumluluk duygusu geliştir.
Anne babalar bu sorumluluğu yerine getirirken destekleyici anne baba tutumları geliştirmeli ve etkili iletişim becerilerini kullanmalıdırlar.
Çocuğumla nasıl bir ilişki içine girmeliyim sorusu birçok anne babanın cevap beklediği sorulardan biridir.
Çocuğunuzla ilişkinizde kendinizi dışarıdan bakan gözlerle izleyebilirseniz, çocuk veya gençken annem babam gibi olmayacağım, dediğiniz neleri hayatınıza katmış olduğunuzu göreceksiniz. Anne babanızla beraber yaşarken hangi davranışlarınızı değiştirmek istediğinizi ve hangi davranışları değiştirebildiğinizi düşünün. Biraz düşündükten sonra anne babanıza benzemediğinizi; ayrı bir kişilik ayrı bir bakış açısı ve ayrı tutum içinde olduğunuzu göreceksiniz.
Bu çocuğunuz için de geçerli. Ona müdahale ederken “kendisi olması” için müdahale edin.
Size benzemesi için yapacağınız müdahaleler istediğiniz sonucu size vermeyecektir.
Olumlu Düşünmek
Her şey ve durumda olumlu tarafı görebilmeniz, önemli ölçüde sizin olumlu gözle bakmayı isteyip, buna çaba göstermenize bağlıdır. Olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirebilirseniz aile ortamınızdaki iyimserlik hissedilecektir.
Örneğin: Çocuğunuz sık sık sizi bunaltacak ölçüde istemediğiniz davranışlarda bulunuyor.
Şimdi onun çok yaramaz, kötü ve işe yaramaz bir çocuk olduğunu düşünün.
Böyle düşündüğünüzde çocuğunuza karşı ne hissediyorsunuz? Aşağıya belirtiniz.
……………………..
Ardından çocuğunuzun bütün bu davranışlarının "aslında onun sorunlarla baş etme biçimi" olduğunu ve sadece bu yolla ilginizi çekmeye çalıştığını düşünün.
Böyle düşündüğünüzde çocuğunuza karşı ne hissediyorsunuz? Aşağıya belirtiniz.
…………………….
• Bu iki değerlendirme biçimine göre çocuğunuzu değerlendirme biçiminiz büyük olasılıkla farklılık gösterecektir.
Ona Değer Vermek
Dünyadaki en değerli varlığınız nedir? Sorusuna hemen tüm anne-babaiar "çocuklarımız" cevabını verir. O halde bunu onlar da bilsin.
Birinin size değer verip vermediğini nasıl anlarsınız? Bunu anlamaları için çocuklarınıza öyle davranın.
Çocuğunuzla:
• Göz iletişimi kurun,
•Konuşurken veya oynarken, onunla aynı boy seviyesinde olun,
• Sözünü kesmeyin,
• Anlamaya çalışın,
• Olumlu değerler kazandırmak konusunda kararlı olun,
• Sorun olarak yaşadığı şeyle alay etmeyin,
• Onu dinlemeyi öğrenin,
• Ona verdiğiniz değeri ve onunla duyduğunuz gururu ona söylemekten çekinmeyin.
• Hayır demesine izin verin. Böylece sınırlarını belirleyebilmesine yardım etmiş olursunuz.
• Bedeninin kendisine ait olduğu bilincini kazandırın ki, kendisini yeri geldiğinde koruyabilsin.
Çocuğun Kendisini İfade Etmesine Fırsat tanıyın.
Çocuklarınız yargılamadan dinleyin. Çocuğunuzun kendisini ifade etmesine fırsat tanıyın. Bunları yapman doğru değildir demek yerine yanlışın tanımını yapın ve yaptığı davranışın neden doğru olmadığının gerekçelerini açık bir dille ifade edin.
Çocuğunuza karşı dürüst ve tutarlı olun.
Ebeveyn hiçbir şekilde çocuğa yalan söylememeli, çocuğun güvenini sarsmamalıdır. Herkesin yanlışları vardır, kendinizi her zaman başkasının ve çocuğunuzun yerine koyarak düşünün, “hep ben haklıyım” şeklindeki tek yanlı,at gözlükleri ile bakar şekilde ilkel bir biçimde hareket etmek, çocuğunuzu ve çevrenizi anlayamamanıza, dolayısı ile onunla dostluğunuzun bozulmasına yol açar.
Çocuğa verilen sözler tutulmalı, yerine getirilemeyecek sözler verilmemelidir. Çocuğa söylenen saatlere uyulmalı, unutulmamalı, gecikme olacaksa mutlaka daha önceden çocuk ve evdeki ebeveyn haberdar edilmelidir.
Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerinde yaşanan en önemli yanlışlardan biri de; çocuğun davranışını yapıcı bir tutumla değiştirmek yerine, çocuğa öfkelerini yönlendirip kendilerini rahatlama girişiminde bulunmalarıdır. Bu tür iletişimde çocuğun doğru davranışı öğrenmesinden ziyade ebeveynlerin rahatlaması ön plana çıkar.
Çocuklarınızın davranışlarını içinde bulundukları yaşa göre değerlendirin. Çocuğunuzdan bir yetişkin gibi davranmasını beklemeyin.
Çocuğunuza zaman ayırın
Anne ya da baba çocukla birlikte oldukları zaman, işleri, arkadaşları ve çevrelerini düşünmemelidir. O esnada çocuklarından çok, başkaları ile iletişime girmeye çalışmamalıdırlar. “Eli işte, gözü oynaşta” şekilde çocuğu ile bir arada olan kişinin çocukları, ikinci plana atıldıklarını, kullanıldıklarını, sevilmediklerini, kendilerinin yük olarak algılandıklarını düşünebilirler. Bu da ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişimi bozabilir. Önemli olan geçirilen vaktin süresi değil, kalitesidir.
Kaynakça:
İbrahim Özdemir, Sosyal Hizmet Uzmanı
2. Efser Selamet, Eğitimci, psikolog
.
Dikkat:Doğru ve etkili aile-çocuk iletişimi Nasıl Olmalıdır?
Anne Babalar çocuklarını topluma hazırlarken en iyi yöntemi, en iyi anne-baba olma ve en iyi çocuk yetiştirme beklentisi içinde olurlar. Bu beklenti çocukluk yıllarında daha çok idealize edilmiş bir beklentiyken ilerleyen yaşlarda daha gerçekçi bir beklentiye dönüşür. Her anne baba için çocuklarını kendilerine göre daha iyi koşullarda büyütmek, kültürel açıdan daha donanımlı, olumlu ve uygar olmasını sağlamak birincil hedeftir. Bu hedef beraberinde çocuğa karşı sorumluluk duygusu geliştir.
Anne babalar bu sorumluluğu yerine getirirken destekleyici anne baba tutumları geliştirmeli ve etkili iletişim becerilerini kullanmalıdırlar.
Çocuğumla nasıl bir ilişki içine girmeliyim sorusu birçok anne babanın cevap beklediği sorulardan biridir.
Çocuğunuzla ilişkinizde kendinizi dışarıdan bakan gözlerle izleyebilirseniz, çocuk veya gençken annem babam gibi olmayacağım, dediğiniz neleri hayatınıza katmış olduğunuzu göreceksiniz. Anne babanızla beraber yaşarken hangi davranışlarınızı değiştirmek istediğinizi ve hangi davranışları değiştirebildiğinizi düşünün. Biraz düşündükten sonra anne babanıza benzemediğinizi; ayrı bir kişilik ayrı bir bakış açısı ve ayrı tutum içinde olduğunuzu göreceksiniz.
Bu çocuğunuz için de geçerli. Ona müdahale ederken “kendisi olması” için müdahale edin.
Size benzemesi için yapacağınız müdahaleler istediğiniz sonucu size vermeyecektir.
Olumlu Düşünmek
Her şey ve durumda olumlu tarafı görebilmeniz, önemli ölçüde sizin olumlu gözle bakmayı isteyip, buna çaba göstermenize bağlıdır. Olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirebilirseniz aile ortamınızdaki iyimserlik hissedilecektir.
Örneğin: Çocuğunuz sık sık sizi bunaltacak ölçüde istemediğiniz davranışlarda bulunuyor.
Şimdi onun çok yaramaz, kötü ve işe yaramaz bir çocuk olduğunu düşünün.
Böyle düşündüğünüzde çocuğunuza karşı ne hissediyorsunuz? Aşağıya belirtiniz.
……………………..
Ardından çocuğunuzun bütün bu davranışlarının "aslında onun sorunlarla baş etme biçimi" olduğunu ve sadece bu yolla ilginizi çekmeye çalıştığını düşünün.
Böyle düşündüğünüzde çocuğunuza karşı ne hissediyorsunuz? Aşağıya belirtiniz.
…………………….
• Bu iki değerlendirme biçimine göre çocuğunuzu değerlendirme biçiminiz büyük olasılıkla farklılık gösterecektir.
Ona Değer Vermek
Dünyadaki en değerli varlığınız nedir? Sorusuna hemen tüm anne-babaiar "çocuklarımız" cevabını verir. O halde bunu onlar da bilsin.
Birinin size değer verip vermediğini nasıl anlarsınız? Bunu anlamaları için çocuklarınıza öyle davranın.
Çocuğunuzla:
• Göz iletişimi kurun,
•Konuşurken veya oynarken, onunla aynı boy seviyesinde olun,
• Sözünü kesmeyin,
• Anlamaya çalışın,
• Olumlu değerler kazandırmak konusunda kararlı olun,
• Sorun olarak yaşadığı şeyle alay etmeyin,
• Onu dinlemeyi öğrenin,
• Ona verdiğiniz değeri ve onunla duyduğunuz gururu ona söylemekten çekinmeyin.
• Hayır demesine izin verin. Böylece sınırlarını belirleyebilmesine yardım etmiş olursunuz.
• Bedeninin kendisine ait olduğu bilincini kazandırın ki, kendisini yeri geldiğinde koruyabilsin.
Çocuğun Kendisini İfade Etmesine Fırsat tanıyın.
Çocuklarınız yargılamadan dinleyin. Çocuğunuzun kendisini ifade etmesine fırsat tanıyın. Bunları yapman doğru değildir demek yerine yanlışın tanımını yapın ve yaptığı davranışın neden doğru olmadığının gerekçelerini açık bir dille ifade edin.
Çocuğunuza karşı dürüst ve tutarlı olun.
Ebeveyn hiçbir şekilde çocuğa yalan söylememeli, çocuğun güvenini sarsmamalıdır. Herkesin yanlışları vardır, kendinizi her zaman başkasının ve çocuğunuzun yerine koyarak düşünün, “hep ben haklıyım” şeklindeki tek yanlı,at gözlükleri ile bakar şekilde ilkel bir biçimde hareket etmek, çocuğunuzu ve çevrenizi anlayamamanıza, dolayısı ile onunla dostluğunuzun bozulmasına yol açar.
Çocuğa verilen sözler tutulmalı, yerine getirilemeyecek sözler verilmemelidir. Çocuğa söylenen saatlere uyulmalı, unutulmamalı, gecikme olacaksa mutlaka daha önceden çocuk ve evdeki ebeveyn haberdar edilmelidir.
Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerinde yaşanan en önemli yanlışlardan biri de; çocuğun davranışını yapıcı bir tutumla değiştirmek yerine, çocuğa öfkelerini yönlendirip kendilerini rahatlama girişiminde bulunmalarıdır. Bu tür iletişimde çocuğun doğru davranışı öğrenmesinden ziyade ebeveynlerin rahatlaması ön plana çıkar.
Çocuklarınızın davranışlarını içinde bulundukları yaşa göre değerlendirin. Çocuğunuzdan bir yetişkin gibi davranmasını beklemeyin.
Çocuğunuza zaman ayırın
Anne ya da baba çocukla birlikte oldukları zaman, işleri, arkadaşları ve çevrelerini düşünmemelidir. O esnada çocuklarından çok, başkaları ile iletişime girmeye çalışmamalıdırlar. “Eli işte, gözü oynaşta” şekilde çocuğu ile bir arada olan kişinin çocukları, ikinci plana atıldıklarını, kullanıldıklarını, sevilmediklerini, kendilerinin yük olarak algılandıklarını düşünebilirler. Bu da ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişimi bozabilir. Önemli olan geçirilen vaktin süresi değil, kalitesidir.
Kaynakça:
İbrahim Özdemir, Sosyal Hizmet Uzmanı
2. Efser Selamet, Eğitimci, psikolog
.